Mark Antony'nin karısı, Roma İmparatorluğu'ndaki erkeklerden daha büyük bir tiran olarak biliniyordu.
Fulvia profillerine sahip Antik Roma sikkeleri
Bilindiği gibi, Mark Antony Mısır kraliçesi Kleopatra'ya aşık olduğunda, güçlü Roma İmparatorluğu'nu kelimenin tam anlamıyla parmağında döndüren güçlü Fulvia ile evlendi. Düşmanlarına karşı acımasız olan ve infazlarından sonra bile onlardan zevk alan yetenekli bir entrikacı olarak tanımlanıyor.
Fulvia, antik Roma'daki en zengin iki ailenin varisiydi. Entrika ve gaddarlıkla gücün bir elden diğerine geçişini izleyerek büyüdü. Kendisi hırslı ve soğukkanlıydı - her şey pahasına hedeflerine ulaşmaya hazırdı. Fulvia, Roma tarihinde uğursuz ama önemli bir iz bırakır.
Roma İmparatorluğu'nda sikkelerde imajı ölümsüzleştirilen ilk kadındı.
Üç kez evlendi. İlk kocası, Cicero ile olan anlaşmazlıkları ve Lucius Sergius Catiline'nin yargılanmasıyla tanınan politikacı Publius Claudius Pulcher'dı. O ve Fulvia'nın iki çocuğu oldu. Kızları Claudia, Octavianus ile evliydi.
Pulcher rakiplerinden biri tarafından öldürüldükten sonra Fulvia dul kaldı, ancak kısa bir süre için popüler bir tribünle evlendi. Ne yazık ki, kısa süre sonra ikinci kez dul kaldı. Beş yıl sonra, efsanevi askeri lider Mark Antony ile yeniden evlendi.
Mark Antony iktidarda ne kadar çok yükselirse, karısı Fulvia ondan o kadar çok yararlandı. Perde arkası siyasetini o kadar ustaca yönetti ki, senatonun kararlarını kelimenin tam anlamıyla kendi lehine manipüle etti. Aslında, o ve Mark Antony aynı siyasi görüşleri paylaştılar ve birbirlerini desteklediler. Mark Antoninus, karısı Fulvia'ya duyduğu saygının bir göstergesi olarak bir Yunan kentine onun adını bile verdi.
Çiftin birçok düşmanı vardı. Onlardan biri Cicero'ydu. Geveze senatör sık sık Mark Antony'ye karşı konuşmalar yaptı ve bir keresinde bir günde 14'e kadar konuşma yaptı. Fulvia ondan o kadar nefret ediyordu ki, Cicero öldürülürken, Mark Antony'den onunla konuşabilmesi için kopmuş kafasını kendisine getirmesini ve ardından hatibin diline bir bıçak saplamasını istedi.
Fulvia ve Mark Antony arasındaki aşk ve siyasi ittifak, yalnızca Kleopatra'nın güzelliğine direnir. Mısır kraliçesi, erkeksi Romalıyı kelimenin tam anlamıyla kölesi yapar.
Fulvia kıskançlıktan hastaydı ama rakibine karşı hiçbir şey yapamıyordu. Çılgınlığı içinde bir savaş başlatmaya çalıştı ama başarısız oldu. Sonunda, kısa süre sonra öldüğü Yunanistan'a sürgüne gönderildi.
Ancak görüntüsü, Antik Roma tarihinde canlı bir iz bıraktı ve madeni paralara damgalandı.
